Giriş yap
Üye ol

Var olma deneyimi, kavramsal değil

May 31, 2022

Merhaba,

David, Karuna Enstitüsü’nde psikoterapi yüksek lisans çalışmasını yaptığı sırada, Franklyn Sills derslerinde terapötik ilişkiyi şu şekilde tanımlandı:

Hepimiz, sonsuz kaynaktan geliyoruz. Ancak deneyim olarak, kendimizi (bedenimiz, kişiliğimiz, sorunlarımız, başarılarımız vs.) kavramsal olarak algılayabiliriz. Terapi odasına giren hasta, genelde kendisinden bu deneyimle bahseder. Terapist ise (bu ekolde 'Core Processing' yaparak) hastayı geniş bir sevgi ve şefkat alanında 'tutar'. Bu ancak, terapistin kendisi, var olma alanını deneyimleyebilirse, mümkün olabilir. Kendi kişiliğini, yargılarını ve travmalarını katmadan, hastasını daha geniş bir tutma alanından dinler ve bu alanı ilişkiye getirir. Bu ilişkide, hasta şifalanmaya başlar.

Yoga pratiklerinde de, deneyimimizi kavramsal ‘ben’ ve kavramsal ‘bedenim'den ziyade, var olma haline davet ediyoruz. Sınırsız beden, kişilik ötesi var olma halimizi deneyimlemek için nefes çalışmaları, meditasyonlar ve hareketler, bir fırsat yaratıyor. Bu boyutumuz ile temas kurduğumuzda, direkt olarak sorunlarımız ile uğraşmamış olsak da, sorunlarımız şifalanmaya başlıyor. Yok olduklarından değil, sadece daha farklı bir algıdan dolayı ve belki de değişen enerjiden dolayı, dönüşmeye başladıkları için.

Aşağıdaki şemaları, Franklyn Sills, terapist-hasta ilişkisini tanımlamak için kullanıyor. Kimi zaman kavramsal 'ben'den ilişki kurabiliyoruz. Ancak terapist, terapötik ilişkiye var olma halini getirebilirse, kişide dönüşüm olmaya başlar, diyor.


İlişkide olmanın bu olasılıkları, bence her türlü ilişkide fark edebileceğimiz bir dinamik. Çocuğumuz ile ilişkide olduğumuzda, kavramsal deneyimden mi yaklaşıyoruz? Acaba çocuğumuz, bu alandan ilişkide ise, o geniş ve yargısız var olma halini deneyimleyebiliyor mu? Eşimiz ile nasıl bir alandan ilişkiye giriyoruz? Her zaman var olma alanında olmak imkansız ve faydalı olmayabilir. Ancak hep kavramlarla ve düşüncelerle yaklaşmak da bizi geriyor ve sıkışık hissettiriyor. Acaba yogada tanıştığımız var olma alanını, ilişkide de deneyimlemek mümkün mü?

Çok kez, insanların 'insan' olma çelişkisini çözmek için, farklı kavramlarla kendilerine yaklaşma çabalarında olduğunu gördüm. Başarılı bir öğrenci kavramı belki işe yaramamış oluyor. Ancak başarılı, zengin, güzel kavramlarının yerine, 'kova burcu' ya da 'ben çok ateş elementiyim' gibi farklı kavramlarla kendilerini deneyimliyorlar. Eski kavramlar atılıyor ama var oluşlarını anlamak için, yeni kavramlara sarılıp yine ikinci el deneyim ile yaşamı tasarlama çabaları oluyor.

Bütün kavramlar ötesinde, başarılı başarısız, yaşlı genç, kova ya da yay, acaba şu anda VAR OLMA deneyimi, nasıl bir enerjetik alan açabilir? Bu genişliğe ve (bilişsel zihinin tanımlayamayacağı) bilinmezliğe açmak, farklı bir boyutta bir teslimiyet mi gerektiriyor acaba? Siz spiritüelliğe yaklaşırken, eski 'materyal' kavramlarınız yerine, spiritüel kavramlar mı bulmaya çalışıyorsunuz? Materyal ve spiritüel arasında bir tanım farkı olduğu sürece, hala entegre etmemiş oluyoruz; hayatımızı ve var oluşumuzu. Acaba var olma-dan var olma alanında, doğru ve yanlışın ötesinde bir yerde buluşmak mümkün mü?